Caferi: İltica ve Göç Belli Bir Coğrafya Ya Da Bölgeyle Sınırlandırılarak Tartışılamaz

NEW YORK – Suriye’nin Birleşmiş Milletlerde Daimi Temsilcisi Beşşar el Caferi, Ortadoğu bölgesinde göçün temel sebeplerinin terör, İsrail’in Arap topraklarını işgalinin sürmesi, Irak ve diğer bölge ülkelerini hedef alan askeri saldırılar olduğunu ifade etti.

Akdeniz havzasında gayrı meşru yollarla göç etmeye çalışan mültecilerin ve özellikle Suriyeli mültecilerin üzüntü verici durumunu tartışmak üzere dün düzenlenen Uluslararası Güvenlik Konseyi toplantısında konuşan Caferi; uluslararası bir olgu teşkil eden göç ve ilticanın bütün boyutlarıyla nesnel bir şekilde tartışılması gereğine dikkat çekti.

Göç ve iltica gibi bir konunun Akdeniz havzası ya da Ortadoğu bölgesi gibi belli bir coğrafya, bölge ya da ülke ile sınırlandırılarak tartışılamayacağının altını çizen Caferi; tartışmanın böylesi dar bir başlık altında düzenlenmesinin ardında siyasi etkenler olduğuna işaret ettiğini belirtti.

Göç Dalgasının Sadece Yüzde Yirmisi Suriyelilerden Oluşuyor

Ortadoğu bölgesinden Türkiye aracılığı ile Avrupa’ya yönelen göç dalgasının sadece yüzde yirmisinin Suriyelilerden oluştuğuna değinen Caferi; göç ve iltica dalgasının diğer yüzde sekseninin Afrika ve Asya ülkelerinden geldiğini dile getirerek geçtiğimiz günlerde Hollandalı bir gazetecinin Türkiye’de sahte Suriye pasaportları bulunduğunu ortaya çıkarmasının bunun gerçek bir kanıtı olduğunu ibraz etti.

Caferi, Suriye’de göç ve iltica gibi bir sorunun ortaya çıkmasının, Suriye krizinin ortaya çıkmasında etkin rol oynayan kimi ülkelerin Suriye halkının kanı ve acılarıyla ticaret yapmalarından kaynaklandığının altını çizerek Suriye hükümetinin göç ve iltica problemini hiçbir zaman yüzeysel olarak değerlendirmediğini aktardı.

Suriye krizinin başından itibaren kimi devlet hükümetlerinin krizi askerileştirerek terörü Suriye devletini yıkmak için siyasi bir araç olarak kullanma çabasına girdiğini hatırlatan Caferi, aynı hükümetlerin kendi çabalarının ürünü olarak Suriye’de meydana gelen insani sorunlar ve Suriyelilerin çektikleri acıları siyasileştirerek Güvenlik Konseyi ve uluslararası toplumda bir şantaj konusu haline getirdiklerini belirtti.

Türkiye’nin Suriyeli Mülteciler Sorunu İle Teamülü Birçok Soru İşareti Yaratıyor

Türkiye’nin Suriyeli mülteciler sorunu ile teamülünün birçok soru işareti yarattığını ifade eden Caferi; “Türkiye’nin Suriyeli mülteciler ile ilgili tutumuna ilişkin cevaplanması gereken çok sayıda soru var. Birincisi, daha önce öngörülmemiş bu göç dalgası neden bu süreçte ve özellikle Türkiye toprakları aracılığı ile meydana geliyor? İkincisi, Türkiye rejiminin bu göç dalgasındaki rolü ve çıkarı nedir? Üçüncüsü, Türkiye Dışişleri Bakanının iddia ettiği gibi göç dalgasının sebebi ekonomik problemlerse Türkiye neden Suriye’den binlerce fabrikayı tahrip ve gasp ederek kendi topraklarına götürüyor? Dördüncüsü Türkiye hükümeti IŞİD terör örgütünün Suriye ve Irak’tan çaldığı petrolü satması için neden kolaylık sağlıyor?…” şeklinde konuştu.

Caferi; Türkiye’nin körfez ülkelerinden satın alınan binlerce Toyota marka aracın IŞİD terör örgütünün kullanması üzere Suriye topraklarına geçirilmesine neden izin verdiğinin, Türkiye mafyasının sahte Suriye pasaportları yaparak ilkel yöntemlerle mülteci kaçırmasına ve bu şekilde katliamlar işlemesine nasıl göz yumulduğunun da cevaplanması gereken sorular arasında yer aldığını belirtti.

İki Yıl Önce İdlib Kentinden Çalınan Binlerce Suriye Pasaportu Neden Türkiye’ye Götürüldü

İnsan ticareti yapan çetelerin mültecilerden milyonlarca dolar aldıklarının altını çizen Caferi; Suriyeli mültecilerin sayısı ve oranıyla ilgili neden spekülasyon yaratıldığı…aralarında Avrupa tarafından hazırlananların da yer aldığı uluslararası raporların neden göz ardı edildiği…sadece yüzde yirmisi Suriyeli olduğu halde neden göç dalgasının tamamı Suriyeli olarak lanse edildiği…iki yıl önce İdlib kendinden çalınan binlerce Suriye pasaportunun neden Türkiye’ye götürüldüğü…gibi sorularıncevaplanmaması durumunda göç ve iltica sorununun nesnel bir şekilde tartışılamayacağını ibraz etti.

Dış müdahaleden uzak Suriyeli-Suriyeli arasındaki diyalog temelinde siyasi çözüm sürecinin desteklenmesi çağrısında bulunan Caferi; Türkiye’de bulunan mülteci kamplarındaki çocukların üçte ikisinin 4 yıldır okula gitmediğinin UNICEF raporlarında belgelendiğini hatırlattı.

F.B.

Check Also

Mansur: Şam Uluslararası Havalimanı Tam Kapasiteyle Çalışıyor

ŞAM (SANA) –  Sivil Havacılık Direktörü Basem Mansur, Şam Uluslararası Havalimanı’nın tam kapasiteyle çalıştığını ve …