Suriye Arap Haber Ajansı – SANA Suriye Arap Haber Ajansı – SANA
NEW YORK (SANA) – Suriye’nin Birleşmiş Milletler Daimi Temsilcisi Büyükelçi Kusey Dahhak, İsrail işgal varlığının saldırgan davranışının, sahip olduğu çeşitli kitle imha silahlarına, özellikle de nükleer silahlara ek olarak, Orta Doğu bölgesinde bu silahlardan arınmış bir bölge oluşturmak için her zamankinden daha fazla çalışmayı gerektirdiğini vurguladı.
Büyükelçi Dahhak, New York’taki Birleşmiş Milletler Genel Merkezi’nde düzenlenen Ortadoğu’da nükleer silahlardan ve diğer kitle imha silahlarından arındırılmış bir bölge oluşturulmasına yönelik konferansın beşinci oturumu önünde yaptığı açıklamada, işgalci varlığın bölge ülkelerine yönelik başlattığı saldırı eylemleri sonucunda bölgenin karşılaştığı tehlikeli koşullara dikkat çekerek, Saldırganlığın sona erdirilmesinin, işgalci yetkililerin işledikleri suçlardan sorumlu tutulmasının ve cezadan kaçmamalarının sağlanmasının gerekliliğini vurguladı.
Büyükelçi Dahhak ayırca, kitle imha silahlarından arınmış bir bölge kurma çabalarının, tarafın nükleer, kimyasal ve biyolojik kitle imha silahları cephaneliğinin oluşturduğu bölgesel ve uluslararası barış ve güvenliğe yönelik ciddi tehditle başa çıkmadıkça verimli olamayacağını açıklarken, Birleşmiş Milletler’deki Suriye delegesi, başta ABD olmak üzere bazı Batılı ülkelerin İsrail varlığına sağladığı korumayı eleştirdi.
Konferansın Orta Doğu’da nükleer silahlardan ve diğer kitle imha silahlarından arındırılmış bir bölge kurma çabalarını engelleyen tek engelin, İsrail varlığın konferansa katılmaması olduğunu kaydeden Dahhak, Suriye’nin Nükleer Silahların Yayılmasının Önlenmesi Anlaşması’na katılan ilk ülkelerden biri olduğuna dikkat çekti ve Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı ile kapsamlı bir güvenlik anlaşması imzaladığını belirtti.
Büyükelçi Dahhak, Taraf Devletlerin nükleer enerji ile kimyasal ve biyolojik materyalleri barışçıl amaçlarla kullanma hakkının güvence altına alınacağını ve barışçıl amaçlarla ilgili teknolojilere herhangi bir engel olmaksızın erişimlerinin kolaylaştırılacağını vurgularken de, devletlerin bu haktan yararlanmasını engelleyen, halkların toplu olarak cezalandırılmasını temsil eden ve kalkınmanın sağlanmasına engel olan tek taraflı zorlayıcı tedbirlerin uygulanmasının hukuka aykırılığını doğruladı.
