NEW YORK – Suriye’nin Birleşmiş Milletler Daimi Temsilcisi Büyükelçi Bessam Sabbağ, Batılı ülkelerin ve müttefiklerinin Suriye’ye yönelik düşmanca uygulamalarında ısrarlarının ve uluslararası hukuk ilkelerini ve Birleşmiş Milletler Şartı’nı sürekli ihlal etmelerinin, başarılı olma çabalarını engellediğini teyit ederek, yasadışı yabancı askeri varlığın sona erdirilmesi ve Suriye halkına dayatılan tek taraflı zorlayıcı tedbirlerin derhal kaldırılması gerektiğini vurguladı.
Suriye’deki insani durumla ilgili bugün düzenlenen BMGK oturumunda Büyükelçi Sabbağ, Suriye hükümetinin ekonomik ve sosyal istikrarı sağlamak ve Suriyelilerin yaşam koşullarını iyileştirmek için gösterdiği çabaların, bazı Batılı ülkelerin ve müttefiklerinin düşmanca uygulamalarında ısrarları Birleşmiş Milletler Şartı hükümleri ve uluslararası hukuk ilkelerinin sürekli ihlalleriyle çatıştığını belirtti. Bu bağlamda devam ederek Sabbağ, “Bu, Türk ve Amerikan kuvvetlerinin Suriye topraklarında devam eden yasadışı yabancı askeri varlığına ve terör örgütlerine ve ayrılıkçı milislere sponsorluklarına ve ulusal servetin yağmalanmasının yanı sıra Suriye halkına yönelik tek taraflı baskı uygulayarak ekonomik terör uygulamasına yansıyor” dedi.
Büyükelçi Sabbağ, ABD yönetiminin Suriye’nin kuzeydoğu ve kuzeybatı kesimlerinde ayrılıkçı milisler ve terör örgütleri tarafından kontrol edilen belirli bölgelerde ekonomik faaliyetlerde bulunmak için ruhsat verilmesine ilişkin son kararının, ABD yönetiminin bu yasadışı oluşumlara doğrudan desteğini temsil ettiğini belirtti.
Sabbağ, bunun Suriye egemenliğine, toprak bütünlüğüne, istiklalına ve ilgili Güvenlik Konseyi kararlarının ağır ihlali ve Suriye vatandaşlarına yasa dışı bir durum ve ayrımcı bir yaklaşım dayatma çabası olduğuna dikkat çekti.
Sabbağ, Suriye’nin davet edilmemeye devam etmesi, Rusya’nın katılımının dışlanması ve BM sponsorluğunu kaybetmesi ışığında bu ay sözde “Brüksel konferansı”nın bir kopyasının düzenlenmesinin, insani meseleleri siyasallaştırmaları ve uluslararası kabul görmüş insani eylem ilkelerinden sapmalarıyla tanınan Batılı ülkelerin bir araya geldiği anlamına geldiğine işaret etti.
Suriye’nin daimi temsilicisi bu bağlamda ayrıca, bu konferansların, Suriye halkına toplu cezalandırma ve boğucu bir kuşatma empoze ederken, onları temel yaşam ihtiyaçlarından yoksun bıraktıkları bir dönemde, Suriye’ye yönelik uygulamalarını örtbas etmek için organizatörleri tarafından başlatılan bir sis perdesinden başka bir şey olmadığını vurguladı.
Öte yandan Sabbağ, İsrail’in bu saldırısının Suriye’nin kuzeybatısındaki terör örgütlerinin Suriye Arap Ordusu’na bağlı birimlere düzenlediği ve on askerin şehit düşmesine ve diğerlerinin yaralanmasına yol açan terör saldırısıyla aynı zamana denk geldiğine dikkat çekerken, bunun, İsrail işgal makamları ve onların terörist araçları arasındaki sürekli koordinasyonu bir kez daha teyit ettiğini belirtti.
Suriye, yasadışı yabancı askeri varlığın sona erdirilmesinin ve zorlayıcı tek taraflı önlemlerin derhal ve koşulsuz olarak kaldırılmasının altını çiziyor.
Konuşmasının devamında Sabbağ, “Suriye, yasadışı yabancı askeri varlığın sona erdirilmesinin, zorlayıcı tek taraflı önlemlerin derhal ve koşulsuz olarak kaldırılmasının ve erken kurtarma ve kalkınma projelerinin nicelik ve nitelik olarak artırılmasının Suriye’deki insani durumu iyileştirmenin ve sürdürülebilir kalkınma hedeflerine ulaşmanın tek yolu olduğunu vurguluyor” ded.
30 Nisan’da çıkarılan 7 Sayılı Kanun Hükmünde Kararname kapsamında terör suçlarına ilişkin genel afın yabancı teröristleri kapsamadığına dikkat çeken Sabbağ, bu kişilerin ve ailelerinin Suriye’den geri gönderilmesinden menşe ülkelerinin sorumlu olmaya devam edeceğini belirtti.
Suriye, bazı ülkeleri yanlış politikalarından vazgeçmeye, olumlu ve yapıcı bir siyasi yaklaşım benimsemeye çağırıyor.
Büyükelçi Sabbağ devam ederek, Suriye’nin attığı adımların tarafsız ve dengeli bir şekilde değerlendirilmesi çağrısında bulunduğunu ve bazı ülkeleri Suriye ile sorumlu çalışma yoluyla yanlış politikalarından vazgeçmeye ve olumlu ve yapıcı bir siyasi yaklaşım benimsemeye çağırdığını belirtti.
Sabbağ, Türk rejiminin Suriye’nin kuzeyinde güvenli bir bölge oluşturma çabasının Suriye karşıtı projeler çerçevesinde olduğunu, bölücü bir sömürge hedefine ulaştığını ve Suriye halkına karşı terör planlarının uygulanmasına yardımcı olan bir odak oluşturduğunu vurguladı.
Sabbağ, Suriye’nin birliğini ve bağımsızlığını etkileyen bu tür açıklamaları ve projeleri kınadığını dile getirirken, “Suriye, uluslararası topluma, Erdoğan rejimini diğer ülke toprakları ve dünya üzerinde taviz vermemeye, etnik temizliğe dayalı, demografik yapıyı değiştiren ve Suriyelilerin haklarını tehlikeye atan bu tür projeleri desteklememeye veya finanse etmemeye çağırıyor” ifadeleri sözlerine ekledi.