NUR SULTAN – Suriye konulu Astana formatındaki on yedinci olağan görüşme toplantısına katılan Rus heyetinin başkanı Aleksander Lavrentiev, ülkesinin Suriye’deki terör saldırılarının artmasından duyduğu endişeyi dile getirdi.
Lavrentiev, bugün Kazakistan’ın başkenti Nur Sultan’da gazetecilere verdiği demeçte, “Sadece Suriye’nin kuzeyinde değil, topraklarında da terör örgütlerinin saldırılarının artmasından endişe duyabiliriz” diyerek, Türk rejiminin, Mart 2020’de Rusya ve Türkiye cumhurbaşkanlarının iki ülke arasında varılan anlaşmalar kapsamındaki yükümlülüklerini tam olarak yerine getirmediğini söyledi.
Lavrentiev, Türk rejiminin yükümlülüklerini yerine getirmesiyle temsil olunan bu durumu düzeltmek için ülkesinin adım atmaya yönelik çabasını yineleyerek, bunun için tüm altyapı ve önverilerin hazır olduğuna dikkat çekti.
Lavrentiev; “Önümüzdeki Ocak ayında anayasayı görüşecek olan komitenin yedinci toplantısının Suriye’de yapılmasını ve Suriye’deki partilerin bu oturumda çözüme varmasını temenni ediyoruz, diyerek; “BM Genel Sekreteri Suriye Temsilcisi Geir Pedersen 12 Aralık’ta Şam’da bulundu, Dışişleri ve Gurbetçiler Bakanı Dr. Faysal Mikdad ile görüştü ve aralarında yapıcı görüşmelerin gerçekleştirildi, anayasayı tartışmak için komitenin yaklaşan yedinci oturumuna güvenmemize izin verdiğine inanıyoruz” diye ifade etti.
Lavrentiev, Suriye’ye uygulanan tek taraflı zorlayıcı tedbirlerle ilgili olarak, “Şam’a yönelik yaptırımların devamına ilişkin pozisyon ne yazık ki devam ediyor, ancak önümüzdeki yılın başlarında Nur Sultan’da bir tür düzenleme yapılmasını umuyoruz” dedi, ayrıca Suriye’ye dayatılan tek taraflı zorlayıcı yaptırımlar konusunu da tartışacak. İnsani yardımlar ve ülke ekonomisini canlandıracak projelerin başlatılacağını çünkü “onsuz, bu sorunu çözmek daha fazla zaman alacak… burada hepimiz ve tüm uluslararası toplumun birlikte çalışması gerekiyor.. Ne yazık ki, yöntemler şimdi Astana formatının üyeleri ile mini grubun üyeleri arasında biraz farklılık gösteriyor” dedi.
Suriye’deki krizin çözümüne yönelik Astana formülünün hala geçerli olduğunu değerlendiren Lavrentiev, “Astana formülünün lansmanından bu yana yaklaşık beş yıl geçti”.. Sahadaki durumun gelişimi ve siyasi sürecin gidişatı üzerindeki etkisi bakımından benzersizliğini koruduğuna inanıyoruz, dedi.
Lavrentiev, bu nedenle Nur Sultan’da Türkiye, İran ve komşu ülkeler Irak, Lübnan ve Ürdün delegasyonlarının temsilcileriyle her şeyden önce buradayız ve bu çözüm yolunda ilerlememizi sağlayacak tüm konuları tartışacağız, diye ekledi.
Lavrentiev, Rusya’nın Astana formatındaki mevcut uluslararası toplantıda Suriyeli mültecilerin dönüşü sorununa dikkat çekmeyi planladığını belirterek; “Suriyeli mültecilerin dönüşü konusuna belirli bir ivme verilmesi gerektiğine inanıyoruz.. ve uluslararası toplumun dikkatini bu önemli soruna çekeceğiz.. Ayrıca, Batılı ülkelerin bu yönde bir miktar ilerleme kaydettiklerini görüyoruz” dedi.
Lavrentiev, “Suriyeli mültecilerin dönüşü için yeterli ve uygun koşullar oluşturulmalı ve Suriye hükümeti bunu sağlamak için her türlü çabayı gösteriyor ancak bunun için biraz finansman gerekiyor… Sürecin devam etmesine rağmen bizim tüm herkesin temenni ettiği kadar hızlı olmadığını” söyledi.
Lavrentiev, Rusya’nın BM Genel Sekreteri Antonio Guterres’in Suriye’deki sınır geçiş mekanizmasına ilişkin raporunu gördüğünü ve uluslararası toplumun Suriyelilere yardım sağlamaya katıldığını gösterdiğini ilan etti.
Lavrentiev,”Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Sayın Guterres’in Aralık raporunu dikkatle okuduk, dışarıdan her şey yolunda gözüküyor, uluslararası toplum da Suriye halkına destek sağlamaya aktif olarak katılıyor, uluslararası bağışçılar da Suriye’deki projeleri hayata geçirmek için buna hazır olduklarını gösteriyor gibi gözüküyor” diyerek son altı ayda istediğimiz kadar çalışmaların yapılmadığına dikkkat çekti.
Lavrentiev, gazetecilerin sorularını yanıtlarken, Rusya’nın Çinli yatırımcıların Suriye’deki faaliyetlerini olumlu değerlendirdiğini, bunun diğer ülkelerin Suriye’ye yardım etmesi ve ekonomisini yeniden inşa etmesi için iyi bir örnek teşkil ettiğini söyledi.