HASEKE – “DSG” milisleri, Amerikan işgal güçlerinin işbirliği ve doğrudan desteğiyle, Haseke ilindeki konuşlanma alanlarındaki çeşitli kamplarda on binlerce sivili rehin tutarken, bu insanlar özellikle kış mevsiminin yaklaşmasıyla birlikte gıda, ilaç ve yaşam gereksinimlerinde büyük eksiklikten şikayet eden herhangi insanlık kriterinden yoksun hapishaneye benzerken bir yandan DSG milisleri için para kazanma aracı, diğer yandan da Washington için bölgedeki planlarını gerçekleştirmesi için bir araç haline geldi.
“El Hol kampı”, “DSG” milisleri ve Amerikan işgal güçlerinin 60.000’den fazla Suriyeli ve Iraklıyı tuttuğu mültecileri almak için belirlenmiş en büyük kamplardan biri sayılırken, “IŞİD” terör örgütü üyeleri ve çeşitli Arap ve yabancı uyrukluların eşlerinden binlerce kadın ve çocuğu içeren özel bölümleri bulunmaktadır.
IŞİD’in Irak’ın Musul Vilayetine Düzenlediği Terör Saldırısıyla Kampta Yaşayanların Sayısı İkiye Katlandı
Suriye ve Rusya, yerinden edilmiş Suriyelilerin geri dönüşüyle ilgili Suriye ve Rusya koordinasyon heyetlerinin açıklamalarıyla, Amerikan işgali tarafından kontrol edilen bölgelerde, özellikle Suriye’nin kuzeydoğudaki Al-Hol kampında kötüleşen koşullar konusunda defalarca uyardı. Öyle ki, IŞİD teröristleri, kendilerine silah, mühimmat ve kablosuz cihazlar teslim eden Amerikan işgal güçlerinin desteğiyle kamp içinde suçlarını sürdürürken, bunun tekfirci örgütün uygulamaları ve kamp sakinlerine yönelik gerçekleştirdiği suikastlar arttıkça sahaya da yansıyor.
“IŞİD” örgütünün Irak’ın Musul iline yıllar önce düzenlediği terör saldırısı ve başta Irak’ın “Ba’aja” kentinden başta olmak üzere binlerce aileyi yerinden etmesiyle kampta yaşayanların sayısı ikiye katlandı. DSG milislerinin Amerikan işgalcinin desteğiyle Rakka İli ve kırsalında konuşlanma alanlarını artırmak için gerçekleştirdiği askeri harekatlar sonucunda sayıları artmaya devam etti ve Deyrezzor’un doğusundaki Suriye-Irak sınırındaki El Bağuz’a ulaştı.
Bu da, binlerce Suriyeli ailenin Rakka, Deyrezzor ve Haseke kırsalından yerlerinden edilmesine ve kampta tutulmasına yol açtı.
Haseke Valiliği’nin resmi istatistiklerine göre, kampta 58.747 mülteci yaşarken en büyük oran Iraklı ailelerin, öyle ki 8073 aileye dağılırken sayıları 30.544’e ulaştı. Kampa gelen Suriyelilerin sayısı ise 5.458 aileyle 19.744’e ulaşırken, diğer milletlerden tutukluların sayısı ise çoğunluğu Asya ve Avrupa uyruklu 2458 aileye dağılan 8.418 kişiye ulaştı.
İstatistikler, kampta yabancı uyruklu kişilerin terör örgütü “IŞİD” üyelerinin eşleri ve çocukları için özel bölümlerde tecrit edildiğini ve yoğun bir şekilde korunduğunu ve çoğunluğunun kadın olduğunu gösteriyor. Çin’den gelen ailelerin sayısı 360’a, Rus ailelerinin sayısı 531’e, Türk aile sayısı 330’a, başta Almanya, İspanya ve İngiltere başta olmak üzere diğer Avrupa ülkelerinden uyruklar yanı sıra Mağrib-i Arabi liderliğinde çok sayıda Arap uyruklu aile de bulunuyor.
İstatistikler, “DSG” milislerinin Malikiye kırsalındaki Tel Esved bölgesinde bir kamp hazırladığını ve bunu Avrupa milletlerine tahsis ettiğini, Avrupa ve Amerikan uyruklu 708 aileyi ve birkaç Asya uyrukluyu içerdiğini gösteriyor.
Kamp, Haseke Valiliği’nin doğu tarafında, Haseke şehir merkezine 30 km ve Suriye-Irak sınırına 12 km uzaklıkta bulunuyor. Milliyetlerine göre ailelere ayrılmış 8 bölüme ayrılmıştır. Kampta, ABD güçleri ve “DSG” milislerinin işgal ettiği bölgelerden ile yasadışı yollardan giren onlarca sınır ötesi örgüt faaliyet gösteriyor.
Kamp, “DSG” Milisleri Tarafından Yoğun Bir Şekilde Korunuyor Ve Kamp Sakinleri Kötü İnsani Koşullarda Yaşıyor
El Hol bölgesindeki sivil kaynaklar, kampın “DSG” milisleri tarafından yoğun bir şekilde korunduğunu ve yerinden edilen Suriyeli ailelerin evlerine ve köylerine dönmelerine izin verilmesi yönündeki tekrarlanan taleplerine rağmen kamp sakinlerinin kötü insani koşullarda yaşadıklarını, özel yol ve araçlarla ortaya çıkan birkaç sayı dışında hiçbir işe yaramadı. Özellikle kış mevsiminin gelmesiyle birlikte kampta insani ve sağlık koşullarının kötü olduğuna ve bu yıl içinde sağlık hizmetlerinin yetersizliği nedeniyle kampta yaklaşık 62 çocuğun ölümünün kaydedildiğine dikkat çekiliyor.
Kamptaki insani yardım kuruluşlarından birinin çalışanlarından biri SANA’ya “kampta harcanan paranın çok büyük olduğunu ve kamp sakinlerine gerçek bir hizmet sunulmadığını”, özellikle “DSG” milisleri kampı siyasi olarak kendi ayrılıkçı gündemlerini desteklemek için kullandığından ve tutuklular birçok ülke ile pazarlık payına sahip olduğundan, uluslararası kuruluşların sağladığı yardımları ele geçirerek ve çıkarlarına ve planlarına göre bertaraf ederek insani yardımda bulunmaktır” dedi.
Şöyle devam etti; “Kampta bir kaos durumuna ve silahların yayılmasına tanık oluyor. olay bitene kadar DSG milislerinin kimliği belirsiz kişiler tarafından gerçekleştirildiğini ve kamp içindeki insanlara yönelik tehditlerin gerçekleştiğini iddia ettiği sakinlerin neredeyse her gün öldürülüyor. Çoğunluğunun “IŞİD” terör örgütü üyelerinin çocuk olduğu ve aşırı tekfirci fikirlere dayalı özel eğitimler aldıkları için, çocukların en hassas ve tehlikeli kesimler olarak kabul edilirken, bazı örgütlerin kamp içindeki çalışmalarını askıya aldığını, çünkü tüm kadınlar “IŞİD” teröristlerinin ailelerinden olduğu için tekfirci örgütün üniformasına ve herkesin gözünde karanlık fikirlerine hala sarılıyorlar” dedi.
SDG Militanları, Büyük Meblağlarda Para Karşılığında Yabancı Kadınları Kampın İçinden Kaçırmak İçin Bir Ağ Kuruyor
İşçi, “Kamptaki kötü insani ve sağlık koşullarına kötü güvenlik koşulları da eşlik etti. Kamp içinde IŞİD terör hücrelerinin varlığına ek olarak, sürekli ölüm tehditleri veriyorlar ve fırsat buldukça bunları infaz ediyorlar. DSG milisleri kötüleşen güvenlik durumundan istifade ediyor. Kamp içindeki hem buna karşı çıkan hem de Amerikan işgal güçlerine karşı çıkanlar kamp dahilinde öldürülüyor. Bunun yayında son dönemde kampta onlarca ölüm vakası kaydedildi” dedi.
İşçi; “Kamp içindeki DSG’nin güçlü milisleri, farklı milletlerden kamp sakinlerinin koşullarından yararlanıyor ve büyük meblağlar karşılığında kampın içinden yabancı kadın kaçırmak için bir şebeke yönetiyorlar” dedi.
İlde, Amerikan işgal güçlerinin desteğiyle “DSG” milisleri tarafından yönetilen, el Hol kampındakine benzer insani koşullarda yaşayan ve “Tel Temr Kompleksi” denilen dört kamp bulunuyor. Haseke – Tel Temr yolu üzerinde, Türk işgal güçleri ve kiralıkları tarafından terk edilen Rasulayn şehri ve köylerinden 1878 aileye dağılan 11.951 mülteci dağıttı ve “DSG” milisleri onları Haseke şehrine girmekten engelledi. Haseke’nin güney kırsalındaki “Arişe kampı”nda da, terör örgütlerinin yıllar önce kendi bölgelerinde yayılması ve sonrasında Türk işgal kuvvetleri ve kiralıkları nedeniyle Deyrezzor, Rakka ve Haseke kırsallarından gelen 14.248 mülteci, Al Malikiye kırsalındaki “Ayn Al Hadra” kampında yaşayanların sayısı ise çoğunluğu yabancı uyruklu 107 aile bulunuyor.
En son geriye, IŞİD terörist yaklaşımının, müdahale veya rehabilitasyon olmaksızın aşırılıkçı öğretilerini hala alan bir nesil çocuk aracılığıyla hayatta kalmasıyla, El Hol kampının ve burada işlenen sayısız ihlalin ve on binlerce ailenin insani kontroller, doğrudan bakım ve Suriye hükümetinin gözetimi olmaksızın gözaltına alınmasının, patlayabilecek bir saatli bomba olduğunu söylemek kalıyor.