NEW YORK – Suriye’nin Birleşmiş Milletler Daimi Temsilcisi – Dışişleri ve Gurbetçiler Bakan Yardımcısı Beşşar el Caferi, Suriye’de terörizmi destekleyen devletlerin hesap vermesi ve uluslararası hukuku ve Birleşmiş Milletler Şartı ihlallerini durdurmaları gerektiğini yineleyerek, Güvenlik Konseyi’nin bu konudaki sorumluluklarını yerine getirmemesinin teröristleri ve sponsorlarını devam etmeye teşvik ettiğini vurguladı.
Caferi, bugünkü “Terör eylemlerinin uluslararası barış ve güvenliğe yönelik tehdidi” konulu oturumda Güvenlik Konseyi başkanlığına sunduğu açıklamada, Konseyin 28 Eylül 2001’de oybirliğiyle kabul edilen 1373 sayılı Kararı terörizme karşı araçlarda ve bununla mücadele amaçlı toplu uluslararası çabalarda bir kilometre taşı oluşturduğunu belirtti. Caferi; söz konusu kararın kabulünden yirmi yıl sonra ve insanlığın bu dönemde ve çeşitli düzeylerde tanık olduğu büyük gelişmelerle birlikte, terörizmin de birçok modern biçime büründüğüna işare etti.
Bu bağlamda Caferi; “birçok modern biçime bürünen terörizmin daha önce bildiklerimizden yayılma araçları ve yöntemleri açısından, özellikle “nefret söylemini” yayma ve gençlerin zihnini etkileme ve onları nefrete, aşırılığa, ayrımcılığa ve ötekinin kaldırılmasına ve kefaretine çekme sürecinde teknolojik gelişmenin kullanılmasıyla farklılaştığı kabul edilmelidir” dedi.
El Caferi, Eylül 2001 olaylarından bu yana ve bugüne kadar, terörizm ve aşırılıkçı ideoloji olgusunun istisnasız dünyanın birçok ülkesinde yayıldığını açıklayarak, terörizmin ve genetiği değiştirilmiş teröristlerin yayılmasının en son versiyonu Suriye’de ortaya çıktığını söyledi. Caferi; bu terörizmin “Cebhet el Nusra”, “Muhacirin ve Ensar Ordusu”, “Sultan Murad Grubu”, “Fecr el İslam”, “Cund el Aksa”, “Nureddin el Zenki Hareketi” ve “Liva el Tevhid” ve diğerleri olarak bilinen modellerle başladığı için birçok biçim ve isimden oluşan bir terörizm olduğuna ve Suriye halkıyla sınırlı kalmayıp, aynı zamanda bölge ve dünya halklarını da etkileyen IŞİD örgütü terör versiyonuna ulaştığına işaret etti.
El Caferi, Suriye’nin halkını, açık kültürünü ve zengin medeniyetini terörle öldürme ve feshetme girişimlerinden korumak için sorumluluklarını yerine getirdiğini vurguladı.
El Caferi, başta Avrupa Birliği olmak üzere bazı ülkelerin dar ulusal çıkarları tercih etmelerinin onları nihayetinde “yabancı teröristler” olgusunun ortaya çıkmasına ve yayılmasına neden olan aynı zihniyete dayanan bencil çözümler geliştirmeye ittiğini vurgularken, bu çözümlerin, hükümetin sorumluluklarını terk etmeye yönelik bireysel politikalar şeklinde geldiğini söyledi. Bu bağlamda örnek olarak Caferi; bahsedilen ülkelerin bir yandan teröristlerin Suriye ve Irak’a gitmesini engellemeyip diğer yandan bu teröristlerin ve ailelerinin evlerine veya ikamet ettikleri ülkelere geri dönmelerini engelliklerini sözlerine ekledi.
El Caferi, bugüne kadar Suriye’de çok sayıda yabancı terörist ve ailelerinin bulunduğunu ve bunların en önemlisi Haseke İlindeki el Hol kampı olan Amerikan işgal güçlerine bağlı ayrılıkçı silahlı grupların kontrolündeki bir dizi kampta bulunduğunu açıkladı. Caferi, bu kamplarda yeni nesil teröristlerin hazırlanmakta olduklarına dikkat çekti.
Caferi, Suriye’nin teröristleri takip etme, sorumlu tutma ve ailelerini rehabilite etme sürecine yönelik uluslararası yükümlülüklerinden kaçmadığını ve etmeyeceğini vurgularken, bu temelde tüm dünya ülkelerinin teröristlerini Suriye’den iade etmede sorumlu olduklarını belirtti. Caferi; terörle mücadele ve kaynaklarını kurutmadaki çabalarda Suriye’nin Birleşmiş Milletler’e verdiği desteğini yeniledi.
Caferi, aşırılık yanlısı tekfir fikirlerine ve şiddete ve terörizme kışkırtmaya, terör örgütlerinin bazı ülkeler tarafından sağlanan doğrudan destekten ve bu ülkelerden bazılarının rüşvet ve fidye ödeme gibi finansal işlemlere, petrol ve gaz ticareti ve çalıntı antikalara girmesinden kaynaklanan dolaylı destek kaynaklarının kesilmesi ve kurutulması gerektiğinin altını çizdi.
Caferi ayrıca, uygulama mekanizmalarını sahada çevirme ve bu kararların sonuçlarını izleme ve Güvenlik Konseyi kararları 1267, 1373, 1624, 2170, 2178, 2199 ve 2253 dahil olmak üzere kabul edilen terörle mücadele araçlarını ve Birleşmiş Milletler Küresel Terörle Mücadele Stratejisini siyasallaştırma, manipülasyon ve çifte standartlardan uzak, tam ve katı uygulamaya koyma ihtiyacını vurguladı.
Son olarak Caferi el Caferi, terörizmi destekleyen devletleri hesap vermeye ve onları uluslararası hukuku ve Birleşmiş Milletler Şartı ihlallerini durdurmaya mecbur etme ve insan uygarlığıyla hiçbir ilgisi olmayan nefret söylemi, tekfiri ve yıkıcı aşırılıkçı fikirler ve yanlış öğretilerine karşı koyma gerekliliğini vurguladı.
P.M.