NEW YORK – Suriye’nin Birlemiş Milletler’deki daimi temsilcisi Beşşar Caferi, işgal edilen Golan’ın Suriye Arap Cumhuriyeti’nin ayrılmaz parçası olduğunu, 4 Haziran 1967 yılı hattına kadar uluslararası kanunun garanti ettiği tüm yollarla geri alınmasının Suriye’nin öncelikleri arasında kalacağını ve pusulanın hiçbir zaman bundan sapmayacağını bir kez daha yineledi.
Video kanalıyla bugün BM Güvenlik Konseyi’nin ortadoğudaki durum ile ilgili oturumunda yaptığı konuşmada, bu yılın BM’in kuruluşunun 75. Yıldönümüne denk geldiğini, Filistin davası ile aralarında işgal edilen Suriyeli Golan’ın da bulunduğu tüm Arap topraklarına yönelik İsrail işgalininin sona erdirilmesi meselesinin toplantıları ve kararları arasında en büyük nasibi aldığını ancak örgütün bu mecliste bazı daimi üye ülkelerin baskısı altında başta 242, 338 ve 497 olmak üzere yürülüğe koymaktan ve İsrail varlığının Arap topraklarını işgal etmesini sona erdirmeye mecbur etmekten aciz kaldığını açıkladı.
Caferi, BM’nin aczinin bazı ülkelerin itimat edilen kanun ve mercilerden sızma gişiminde bulunması, doğruları alt üst etmeye çalışma ve işgali desteklemekle tecelli ettiğini, bunun da son olarak işgal edilen Kudüs’ün Amerikan yönetimi tarafından işgalci İsrail’in başkenti olarak ilan edilmesi daha sonra işgal edilen Suriyeli Golan konusundaki ilandan yerleşimciliğin meşrulaştırılmasına varıncaya kadarki hareketlerle gördüğümüze işaret etti.
Caferi, Suriye’nin keza üye ülkelerin çoğunluğunun bu tek taraflı kararlarına yönelik tutumunun kanun dışı ve bölge ülke ve halklarını tehdit etmekten başka bir şey olmadığını yineledi.
Caferi, geçen zaman içerisinde işgalci İsrail otoritelerinin, aralarında işgal hükumetinin toplantılarını işgal edilen Suriyeli Golan’da düzenlemesi, sözde yerel konsey seçimlerinin düzenlenmesi girişimi ve doğal zenginliklerini ve Golanlıların atalarından miras kalan topraklarını çalması ve gasp etmesinin bulunduğu, planlı ve tehlikeli uygulamalarına tanık olduğuna dikkat çekti.
Caferi, bu gibi uygulamaların uluslararası kanun ve uluslararası insani kanuna ihlal teşkil ettiğini, bazılarının bunlarla çifte satandartlı kriterler çerçevesinde teamül ettiğini vurguladı.
Caferi, işgalci İsrail otoritelerinin son zamanlarda Lübnan toprakları üzerinden Suriye Arap Cumhuriyetine yönelik yönlendirilebilen füzelerle bir dizi saldırıda bulunduğunu açıklayarak bu saldırıların hedefinin kendisine ajan olan arta kalan terörist artıklarının maneviyatlarını yükseltmek olduğunu dile getirerek, bu saldırıların BM’in kararlarını yürütememesinden kaynaklandığına dikkat çekti.
Caferi, işgal edilen Golan’ın Suriye Arap Cumhuriyeti’nin ayrılmaz parçası olduğunu, 4 Haziran 1967 yılı hattına kadar uluslararası kanunun garanti ettiği tüm yollarla geri alınmasının Suriye’nin öncelikleri arasında kalacağını ve pusulanın hiçbir zaman bundan sapmayacağını belirterek, Suriye’nin Filistin halkının kendi geleceğini belirleme, bağımısız devletini başkenti Kudüs olan ulusal topraklarının tamamı üzerinde kurma hakkını desteklediğini vurguladı.