İsrail’in Suriye’deki Sivil Tesislere Saldırıları Yeni Devlet Terörüne Geçiş Sürecinin Göstergesidir

CENEVRE – Suriye Arap Cumhuriyeti’nin Cenevre’deki BM ve diğer uluslararası örgütlerin büro temsilcisi Büyükelçi Hüsamettin Ala, İsrail’in Suriye’deki bilimsel tesis ve kentin alt yapısını hedef alan saldırılarının, İsrail varlığının, terörist örgütlere lojistik ve dorudan takviye desteğinden hezimete uğramalarını mentemeye kadar yıllardan sonra devlet terörü uygulamada yeni bir aşamaya intikal ettiğini belirtti.

Büyükelçi Ala bugün, Cenevre’de Filistin ve işgal edilen diğer Arap topraklarında İnsan Hakları Durumu/ 7. Bent İnsan Hakları Konseyi 39. Dönem toplantısında yaptığı konuşmada; “Şüphesiz İsrail’in İnsan Hakları Konseyi dahil olmak üzere başta ABD ve müttefiklerinin sağladığı hesap vermekten korunması olmasaydı saldırgan davranışlarını sürdürmeyecekti. Öykeki Amerika 7. Bendin iptal edilmesine yönelik baskılarını sürdürüyor, İngiltere de uygulanmasını istemesi yerine işgal uygulamalarını kınayan bütün kararlara karşı oy kullanmakla tehdit ediyor. Avrupa Birliği de bu yöndeki olumsuz tutumlarına devam ediyor” dedi.

Ala, bazı ülkelerin İsrail işgalini, radikal ırkçı uygulamaları, uluslararası insani kanunlar gereği üzerine düşen bağlılıklarına yönelik ihlalleri, Filistin halkı ve Suriyeli Golan ahalisine karşı günlük ihlalleri savunduklarına dikkat çekerek bunun bu ülkeleri ortaklarının ihlaller safına koyduğunu vurguladı.

Ala, işgal ordusunun aralarında Gazze Kesiminde onlarca kişiyi öldürmesi ve binlerce göstericiyi yaralamasının varolduğu gelişigüzel öldürme uygulamaları, göç ettirme, arazileri gasp etme, abluka, ırkçı ara duvarı kanunlaştıran yasamaları üstlenmeye devam etmesinin işgal otoritelerinin bütün uluslararası kanunları hiçe saydığının bir göstergesi olduğunu ifade etti.

Ala, işgal otoritelerinin Suriyeli Golan topraklarında, ahaliyi cezalandırmak için baskıcı icraatlar uygulaması, Kunaytra geçidini, Suriye Üniversitelerinde eğitimlerini sürdürmek, ahalilerini ziyaret etmek, ve zirai üretimlerini anavatanlarında pazarlama haklarının kullanmalarından menetmesinin, anavatanlarıyla bağlarını kesmeyi hedeflediğine dikkat çekti.

S. Şahhut