Suriye’ye Karşı Düşmanca Politika İzleyen Hükümetler Suriyeli Kadının Çektiği Acıların Sorumlusudur

NEW YORK – Suriye’nin Birleşmiş Milletler Daimi Temsilcisi Beşşar Caferi, Suriye’nin tekfiri terör ideolojilerini yaymada yardımcı olacaklara yönelik yasal vasiyeti olacak ülke hükümetlerinden hesap sorulmasına mekanizma bulmak için çaba göstermek ve silahlı terör örgütlerinin katliamlarına sınır koyma zorunluluğuna önemle değinecek uluslararası her türlü çabaya davet ve desteğini bir kez daha yineledi.

Dün gece Uluslararası Güvenlik Konseyinde “kadın, barış ve güvenlik” bendiyle ilgili düzenlenen oturum sırasında Caferi, kadına başka bir bakış taşıyan ve onurunu silen bu gibi tekfiri terör ideolojileri sonuç ve ihlallerinin bütün dünyadaki kadın haklarına dokunacağını ve olumsuz yansımalarının Suriye kadınıyla sınırlı kalmayacağını söyledi.

Caferi, terörün Suriye’de varlığını inkar eden ülkelerin kapısını bugün çalması ardından, bu ülkelerin kadın ve kızlarını istismar ederek aşırı dinci ve kanlı ideolojisiyle yayıldığını belirtti.

Caferi, güvenlik konseyi salonunun Suriye heyetinin genel sekreteri, özel temsilcileri ve insani ajanslarıyla temsil olunan BM üye ülkelerinin dikkatini, 3yıldan fazla zamandır silahlı terör örgütlerinin Suriye kadınlarına karşı işlediği ahlaksız fetvalar, ihlal ve korkunç eylemlerine çektiklerine tanık olduğunu, Suriye heyetinin cahili tekfiri terörün yayılmasından ve onu işleyenlerle mücadele edilmesi zorunluluğundan kaç kez uyardığını da ifade etti.

Suriye heyetinin, BM’deki ilgili ve uluslararası yetkililere 3 yıl boyunca getirdiği ve sunduğu yüzlerce mektup, rapor, beyan, fotoğraf, video ve adli tıp belgelerini hatırlatan Caferi, Suriye’nin silahlı terör örgütlerini mal, silah ve medya ile destekleyen ülke hükümetlerinden bir çok kez bu desteklerini kesmelerini ve Suriye’ye yönelik düşmanca politikalarını durdurmaya davet ettiğini vurguladı.

Suriye heyetinin uluslararası örgütte harcadığı bütün çabalara yönelik gösterilen ret ve inkardan dolayı esefini dile getiren Caferi, sözde uluslararası toplum ile BM üst düzey bazı görevlileri ve batılı ülkelerin kadın haklarıyla ilgili açıklamalar yapmakla meşhur olduklarını batılı ve Arap medya organlarının ise Sadece Suriye hükümetine kör ithamlar savurmakla meşgul olduklarını, tek dertlerinin ise Suriye devletini eleştirmek, ona karşı yalanlar uydurmak, Arap ve uluslararası rolünü silmek ve aynı Libya’da olduğu gibi kapsamlı bir kaos durumunun tamim edilmesine varıncaya kadar Suriye devletinin egemenliğini ortadan kaldırmak ve yıkma hedefi taşıdığına dikkat çekti.

Caferi, Suriye’ye karşı çok uluslu terör savaşının üzerinden 3 yıldan fazla bir süre geçmesi ardından bugün bu süreç içerisinde Suriye kadınının en çirkef terör ve aşırı dincilik şekillerine maruz kaldığını, bugün de BM genel sekreteri ve temsilcilerinin aralarında şu anda elleri arasında olan rapor başta olmak üzere rapor ve beyanlarında terör gerçeğini itiraf ettiklerini ancak bu itirafın çok geç geldiğini söyledi.

Caferi:”Evet, üye ülkelerin çoğunluğu teröre karşı savaşında Suriye Hükümetine kulak vermede geciktiler” dedi.

Bu gecikmenin bedeli nedir sorusunu yönelten Caferi esefle, yüz binlerce Suriyeli kadın, çocuk ve yaşlının hayatı, radikalizm, terör ve alt yapının yıkımından milyonlarca insanın çektiği acılar olduğu cevabını verdi.

Caferi, işin en ilginç tarafının ise şu ana kadar hataları ve katliamlarına devam eden bu kibirlilerin uzun vadeli inkarlarından dolayı bir özür kelimesi duymadıklarını dile getirdi.

Bazı daimi üye ve daimi üye olmayan ülke temsilcilerinin Suriye’deki ve komşu ülkelerin toprakları üzerinde kurulan kamplarda ki Suriyeli kadınların çektikleri acılara, bazılarının ise ülkelerinin Suriyeli kadınlara yardım için milyonlarca dolar harcadıklarıyla övündüklerini dile getiren beyanatlara değinen Caferi, bunun doğru olduğunu lakin aynı ülkelerin Suriye’ye yönelik hükümetleri politikalarının Suriye kadınının çektiği acıların bu dereceye varmasında, bu hükümetlerin terörü finanse etme, geçişini kolaylaştırma ve finanse edilmesini garantiye almadaki fiilleriyle, temel sebep olduğunu küstahlıkla göz ardı ettiklerini vurguladı.

Söz konusu ülkelerin Suriye’de krizin başlamasından beri hükümetlerinin aleni itiraflarıyla silahlı terör örgütlerini silahlandırdıklarını, medya ve para desteği verdiklerini, katliamlarını işlemek için Suriye’ye göndermeden önce teröristleri eğitmek için Türkiye, Ürdün ve Suudi Arabistan’da askeri kamplar inşa ettiklerine lakin bunu adlarını “teröristten” “ılımlı muhalefet” olarak adlandırmaları ardından yaptıklarını dile getirdi.

“Cihat Nikahı” adlı fetvaların uygulanması için kızların getirilmesiyle cereyan edenlerin unutulmaması gerektiğine dikkat çeken Caferi, Fransa, Tunus, Belçika, Almanya, ABD ve İngiltere’nin bu masum, saf ve oyuna getirilen kızların en büyük kaynağı olduklarını daha sonra da bu örgütlerin Türkiye, Ürdün ve Lübnan sınırları yoluyla yolculuk etmelerini kolaylaştırdıklarını vurguladı.

Check Also

Mansur: Şam Uluslararası Havalimanı Tam Kapasiteyle Çalışıyor

ŞAM (SANA) –  Sivil Havacılık Direktörü Basem Mansur, Şam Uluslararası Havalimanı’nın tam kapasiteyle çalıştığını ve …